2 Haziran 2012 Cumartesi

Berbere Gidince Yaşanan Gergin Dakikalar

           

                       Uzun zaman sonra gitmişseniz mutlaka bir stres yaşarsınız.


Bi kere sıra beklerken o gün çıkmış bütün gazeteleri bitirirsiniz. Hiç ilgilenmediğiniz ekonomi sayfalarını bile okur, zamanın geçmesi için dua edersiniz.

Berber genelde tanıdıktır. Devamlı geldiğiniz bir ortam olmadığı için,  iyi gün dostu psikolojisi altında ezilirsiniz. Sizi traş edecek kişi kalfa ya da ona benzer biriyse stresli dakikalar yaşarsınız.

Yarım Türkçe`yle de olsa gayet ciddiyetle sorulan " nasıl olsun " tarzı soruyu duyar duymaz derdinizi anlatır ve bir daha para verinceye kadar konuşmamak üzere derin bir sükunete erersiniz.

Berber tanıdık değil kalfaysa yarrağa yemişsiniz demektir. Çünkü eleman isterse meslek hayatının en iyi traşını yapsın, yine de gözünüze giremez. Mutlaka ama mutlaka bir kusurunu yakalar, eve gelip aynaya bakınca ana avrad söversiniz.

Traş olurken aynı anda ülkenin hal ve gidişatını, futbol yorumlarını ve transfer söylentilerini de dinlemiş olursunuz. Piç bir müşteri orada bulunuyorsa karı kız muhabbeti açıldığı da görülür. Sizi farkederlerse susmalarından korkarsınız, üniversite okuduğunuzu anlamamaları için götünüzü yırtarsınız. Anlarlarsa ardı ardına gelecek olan " üniversitede kızlar teklif ediyormuş, doğru mu ? " gibi benzeri sorulara cevap vermek zorunda kalırsınız.

Televizyon devamlı açıktır. Haber saatine denk gelirseniz ortam gerginleşebilir. Yapılan yorumların ardından küfürler edilir, " haklı değil miyim ? ",  " doğru değil mi kardeş ? " sorularına hemen doğrular nitelikte " evet " der kurtulursunuz.

İşe alınan küçük bir velet her zaman vardır ve ezilir. Cicim ayları çoktan geçmiş artık o da azarlanmaya başlamıştır. Yaptığı hatalar göze çarparsa sesler yükselir, gözler üzerinde olur, çocuk bu heyecana dayanamaz ve mutlaka bir yanlışlık yapar. O esnada sizde gerim gerim gerilirsiniz.

Sağa, sola, geriye, öne doğru gide gele orospu olan kafanız berberin elinde kırk yıllık kevaşelere döner, artık istemsizce kafanıza siz yön verir, berberle bu konuda uyumlu bir şekilde çalışırsınız. Bu süreç zorludur, her babayiğit atlatamaz.

Siz traş olurken, traşı biten müşteriler olur. Onlara " sıhhatler olsun " demek en asli görevinizdir. Demeyen görülmemiştir. Demeyeni ne yaparlar bilmiyorum. Düşünmekte istemiyorum. Düşünmek için bok gibi zaman olduğu için " ulan bu sıhhatler olsun değil miydi ? " diye tespitlerde bulunursunuz.

Traşın bittiğinin habericisi, yüzünüzde hoyratça gezinen fırçanın sert darbeleridir. Berber bu konuda çok serttir ve hiç acımaz. Ama bir yandan da yüzünüzü rahatlatıp, kıllarınızı temizlediği için kendisine  minnettar kalırsınız.

İş bitmiştir ve deri koltuktan kalkma vakti gelmiştir. " Başka bir isteğiniz var mı ? " sorusuna " yok " dedikten sonra " sıhhatler olsun " diyenlere "eyvallah, sağolun " deyip bir an önce mekandan çıkmak için uğraşırsınız. Ortalığa çeki düzen veren berberi parayı vermek için beklenen sürede iki 20 ' lik bir 10' luk rahatlıkla bozulabilir. En sonunda sizi farkeder, parayı verir, " kolay gelsin " der çeker gidersiniz. 

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder